20 Mart 2008 Perşembe

Tüm dostlara sımsıcak merhabalar...

Bundan böyle bu blogda sizlerle birlikte olacağız... Zaman zaman anıları, zaman zaman bilgileri, zaman zaman eğlenceyi paylaşacağız... Amacım tamamen "EvLeRe ŞeNLiK" bir blog yapmak ve sizlerin de katılımı sağlamak...

Sizlere zaman zaman kendimden, ailemden, iş hayatımdan bahsedeceğim... Zaman zaman gezip, gördüklerimden haberdar edeceğim sizleri... Zaman zaman arkadaşlarımı, anılarımı anlatacak, zaman zaman güldüğüm fıkraları paylaşacağım... Zaman zaman okuduğum bir kitaptan alıntılar, zaman zaman internette ilgimi çeken haber ya da bilgilerden bölümler, linkler aktaracağım... Ve katılırsanız sizlerden gelen bilgi, fikir ve önerileri de yine bu blogda sizlerle paylaşacağım...

Ama unutmayın... Blogumuzun temel konusu "ev"... Evlerinizle, evlerimizle ilgili herşey... Zaten bunun için de adı "EvLeRe ŞeNLiK"...

Dilerseniz önce biraz kendimden bahsedeyim...

Adana'da yaşıyorum... RE/MAX As ' ta Gayrimenkul Danışmanlığı yapıyorum... Uzun yıllar yerel radyolarda haber spikerliği yaptıktan sonra 2002 yılında evlendim ve mesleği bıraktım... Çünkü artık dünyanın en zor mesleğine "ev hanımlığı" na başlamıştım... Ve 1 yıl sonra ev hanımlığından çok daha zor, çok daha büyük sorumluluk isteyen ama çok çok daha keyifli bir mutlulukla, "annelik" mesleğiyle tanıştım... Önceleri herşey çok güzeldi ama birkaç yıl sonra evde oturmak sıkıntı vermeye başladı... Kendimi dört duvar arasında kapana sıkılmış gibi hissetmeye başladım... Hanımlar çok iyi bilir evde iş hiç bitmez... Benim işlerimde birtürlü bitmiyor, kendime zaman ayıramıyordum... Dahası en çok sevdiğim kitaplarımı okuyamaz, benim için tek kelimeyle terapi olan yazmaya vakit bulamaz olmuştum...

Oğlum 5 yaşına gelene kadar ev hanımlığına devam ettim... Sonrasında, o anaokulu çağına gelince yeniden iş hayatına dönmeye karar verdim... Ve asıl zorlu süreç işte o zaman başladı... Çalışacaktım, çalışmalıydım ama hangi işi yapacaktım?...

Birkere memur mesaisi gibi olmamalıydı; küçük bir çocuğum vardı ve ona zaman ayırabilmeliydim... Rutin olmamalıydı; rutinlikten zaten sıkılmıştım... Performans doğrultusunda başarılı olunabilecek bir iş olmalıydı ki motive olabileyim, hevesim kırılmasın, sıkılmayayım... Yani aslında ben kendime bir işyeri açmalıydım... En doğrusu buydu... İyi ama ya sermaye?... Yoktu ki!

İşte bu düşüncelerdeyken internette o ilanı gördüm... Az bir sermayeyle kendi işini kurmaktan bahseden ve sonrasında benim hayatımı tamamen değiştiren o ilan!...

Bu bölümün sonu!!!...
Devamı çok yakında bu blogda! :)

Hiç yorum yok:

Çocuklarımız için, geleceğimiz için bir kampanya!